YARGITAY
3.HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2013/16558
Karar Numarası: 2014/1210
Karar Tarihi: 29.01.2014
ÖZETİ: Somut olayda, taraflar arasındaki ilişkinin ve dava konusu uyuşmazlığın eser (araç tamiri) sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygulanması hukuken olanaklı değildir. Yargıtay H.G.K.nun 26.02.2003 tarih ve 2003/15-127 E.-2003/102 K.sayılı kararında da bu husus belirtilmiştir.Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Taraflar arasında görülen ayıplı hizmet nedeniyle alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, aracını davalıya tamir için defalarca kez götürdüğünü, hatalı yapılan işlemler nedeniyle iki kez araç motorunun yandığını, davalının işini düzgün yapmadığını, maddi zararının ve kazanç kaybının olduğunu ileri sürerek, toplam 11.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 11.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eser (araç tamiri) sözleşmesinden doğan zararın ve aracın çalışmadığı süredeki kazanç kaybının tahsili talebine ilişkindir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/e maddesinde tüketici “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, “hazır bir malı veya hizmeti” satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır.
818 sayılı BK.nun 355.maddesinde (6098 sayılı TBK.nun 470.maddesi) gereğince, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinin bu tanımı ile satım sözleşmesinden ayıran en önemli yanı, satımda sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. İstenilen vasıfta imalatın gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki ilişkinin ve dava konusu uyuşmazlığın eser (araç tamiri) sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygulanması hukuken olanaklı değildir. Yargıtay H.G.K.nun 26.02.2003 tarih ve 2003/15-127 E.-2003/102 K.sayılı kararında da bu husus belirtilmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.